Kırık Camlar Teorisi



Kırık camlar teorisi (Broken Windows Theory), bir suç psikoloğu olan Zimbardo tarafından yazılan, kentsel düzenin sağlanması ve anti-sosyal davranışların nasıl minimize edilmesi gerektiğini anlatan bilimsel çalışmadır. 















İlginç ve haklılık payı olan bir çalışma doğrusu. Okurken Foucault ve Nizamülmülk'den de bazı yaklaşımlar da aklımda canlandı. Biraz da oraya kayarız.

Kırık camlar teorisinin iddiası şöyle; bir-iki camı kırk bir ev düşünün, bu evin camları kırık olduğu için insanlar belirli bir zaman sonra o evin sahipsiz olduğunu düşünmeye başlayacak ve bir taş alıp da cam kırarsa kendisine bir zarar gelmeyeceğini düşünür ve yerden bir taş alıp camı kırar, onun taş attığını gören insanlarda taş alıp camlara atmaya başlar,  zamanla  bütün camları kırarlar. Bu ev giderek harabeye dönmeye başlayacak ve madde bağımlı insanların meskeni olacaktır. Böylelikle sosyal düzen bozulacak ve kimse kurallara saygı göstermeyecektir.

Bu evi toplum olarak düşünün, toplumun böyle kırık camları olduğunda onarılmaz ve kırık cam sayısını artırmak isteyenlere müdahale etmezse asayiş berkemal olamayacaktır doğal olarak.















Bir başka örnek olarak daha önce çöp atılmayan bir noktaya  araştırmacılar  tarafından çöp atılmaya başlanmış; kısa süre sonra insanlar bu durumu kanıksamış ve çöplerini normalde oraya atmayan insanlar tarafından çöp bırakılmış.

Böyle bir davranış sergilememizin asıl nedeni bize hoop! ne yapıyorsun diyen kimse olmaması ve davranışın toplumda legalmış gibi ifa edilmesidir. Kırıl camlar teorisinden yola çıkarak Nazilerin Yahudi katliamı da açıklayabiliriz belki, bir Yahudiyi kırk cam gibi düşünürsek daha açıklayıcı olabilir.  Bir Alman yerden taş alıp bir yahudiye şaka yaşarmışcasına atar ve şaka yaptım canım! der. Sonra bir taş daha alıp daha sert atar ve adamın kafasını kırar ve bu davranışından dolayı herhangi bir yaptırım uygulanmaz ve ceza almaz. Bunu gören toplum aaa! demek ki bir yahudinin kafasını kırmak suç değil der ve bunu herkes yapmaya başlar ve insan kıyımı başlar.

Ya da savaş esnasında askerlerin ahlaksız davranışlar sergilemesinde hiç bir kaygı taşımaması gibi. Düşmanın kadınları ve malları size ananızın ak sütü günü helaldir. Erkek çocukları alıp asker, kadınlarını cariye ya da genelev işçisi yapmanızda hiç bir sakınca yoktur. Sebebi ise camı kırık olan evdir.

Foucault ve Nizamülmülk'e de sonra değiniriz artık 300 sözcükten sonrası okunmuyor malum. Boşa gitmesin caanım bilgiler. Görüşmek üzere....

Paylaş:

Benzer Konular

Önceki Konu
Sonraki Yazı »